23 Şubat 2013 Cumartesi

dizi çılgınlığı


Shameless, The Mentalist, Suits, Breaking Bad, How I Met Your Mother derken yeni 2 diziye başladım. Aslında yeni değiller ama ben yeni başladım :) Birisi Revenge diğeri ise Castle. Revenge, yerli versiyonu başladı başlayacak derken epey bir merak uyandırmıştı. Bir de Beren Saat faktörü olunca bari orijinalinden bir başlayayım dedim. Neyse başladım. Ama nasıl başlamak! Günde 11 bölüm seyrettiğim oldu. Şimdi 2. sezonda ve ben her hafta düzenli seyrediyorum. Yanlış anlaşılmasın güzel olduğundan değil, başladığım şeyi bitirme hastalığına sahip olduğumdan dolayı hala bu iğrenç diziyi takip ediyorum. Kesinlikle iğrenç. Bence izleyiciyi aptal yerine koyan bir senaryoya sahip (sakın sen niye seyrediyorsun demeyin, benimki takıntı). Ha Brezilya dizileri ha Revenge. Çok yavaş ilerliyor, 10 dakika bakışmalar, 2 kelimelik bir cümleyi 20 dakikada söylemeler falan. Sıkıcı. Bu arada bizim yerli Revenge'in castı orijinal Revenge'e bin basar. Orijinalindeki oyuncular bile itici.


İkinci başladığım dizi Castle. Polisiye seven biri olarak hadi buna da başlıyım dedim. İlk sezonun ilk bölümleri bence hatalarla doluydu. Daha ilk sahnede cinayeti çözüyorsunuz. Zaten Amerika'da da ilk sezon 10 bölüm yayınlandıktan sonra çekimleri durdurmuşlar. Sanırım bu ara iyi olmuş. Çünkü 2.sezon süper. Bu diziye yazılabilirsiniz. Dedektif Kate Beckett ile polisiye roman yazarı Richard (Rick) Castle'ın maceralarıyla dolu bir dizi. Kadın dedektif ile polisiyeye ilgili duyan sivil danışman olayı her ne kadar Mentalist'i andırsa da ikisini de izlemek bence keyif verici. Tavsiye edilirler efendim. Bu arada Two Men, A Girl and A Pizza Place'i seyretmiş olanlar varsa Nathan Fillion'u yani bizim Castle tanıyacaklardır. Sırf nostalji olsun diye bile seyredilir bu dizi.



not: hatırlayan var mı Two Men, A Girl and A Pizza Place'i? gençliğimin dizisi :)